Kayseri’yi başkent yapan Danişmentli hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından 1134-1143 yıllarında yaptırdığı düşünülen, Sultan Camisi veya Cami-i Kebir adlarıyla da bilinen Ulu Cami, Kayseri’nin en eski Selçuklu Dönemi yapısıdır. Danişmentli hükümdarı Melik Mehmet Gazi’nin 6 Ocak 1143 tarihinde öldüğü ve kendi yaptırdığı külliyesindeki türbesine gömüldüğü bilinmektedir. 12. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen türbenin güney cephede cami duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir.
Melik Mehmet Gazi’nin inşa ettirdiği Ulu Cami uzunlamasına dikdörtgen plan şekli, mihrap önü kubbesi, eyvan uygulamasını devam ettirme anlayışı sergileyen mekanı ve avluya tekabül eden orta mekanı ile Büyük Selçukluların cami geleneğini Anadolu’da yaşatan ilk örneklerden olmaktadır. Caminin en eski kitabesinde “Bu cami Kılıçarslan oğlu, büyük sultan Keyhüsrev devrinde -Allah onun yardımı yüceltsin- 602/1206 yılında Yağıbasanoğlu Muzafferiddin Mahmut onartmıştır ve “Ulu Sultan Keyhüsrevhmed Kılıçarslan devrinde yardımı aziz olsun, Bağban oğlu Muzefferuddin Mahmud tarafından 602/1205 senesinde yapılmıştır” şeklinde okunmuştur.
Caminin doğu cephesinde bitişik vaziyette Raşit Efendi Kütüphanesi yer almaktadır. Kütüphanenin camiye açılan kapısı sonradan kapatılmıştır. Caminin doğusunda, Vezirhan’ın güney duvarına bitişik olarak yapılmış çeşmenin ise 18. yüzyılın başlarında inşa edildiği düşünülmektedir.